Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (1): Sınıf savaşımı

Originally published on Sendika10.org.

Mülteci krizi hakkında kendisine yöneltilen eleştirilere Profesör Zizek’in yanıtı.

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (2): BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (3): İSLAMCI SAĞCILIĞIN ELEŞTİRİSİ

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (4): KADDAFİ’NİN SON MESAJI

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (5): ELEşTIRILERE YANIT

2015’in ilk yarısında Avrupa gündemini sistemi kökten değiştirmeyi vadeden hareketler meşgul ediyordu (Syriza ve Podemos), yılın ikinci yarısında ise dikkatler “insancıl” çerçevede karşılanmaya çalışılan mülteci sorununa kaydı ve Sınıf Savaşımı kavramı yine gündem dışına atılmış, yerine liberal-çokkültürcü hoşgörü söylemi geçirilmiş oldu. 13 Kasım Cuma günü Paris terör saldırılarıyla da bu kez -yine de büyük çerçevede sosyoekonomik sorunlarla karşı karşıya bulunduğumuzu geveleyen- bu liberal söylem bile sorgulanır oldu: bu kez “demokratik cephe, terörist güçlere karşı amansızca savaşmalı” biçiminde basit bir karşıtlık içinde düşünmeye kilitlendik.

Devamında ne olacağını kurgulamak artık zor değil: mülteciler arasında paranoyakça IŞİD’ci aramaya başlayacağız (Medya da zaten teröristlerden iki tanesinin Avrupa’ya Yunanistan üzerinden mülteci gruplar içinde girdiğini anında rapor etti). Paris saldırılarının en büyük mağduru mülteciler, kazananları da, bir tarafı o bayağı “ben Paris’im” (je suis Paris) lafı ardına gizlenen, her iki tarafın topyekün savaş yanlıları olacak. Paris Katliamı’nı işte böyle anlamalıyız: sadece teröre karşı dayanışma seferberliği değil, “cui bono?”, yani bu işten kazançlı çıkan kim sorusunu sorarak…

IŞİD terörü için “olayı daha iyi anlamalı” (bu zavallı eylem Avrupa’nın şiddetli müdahalelerinin sonucudur anlamına gelecek şekilde [bunun benzerini kimi densizler Ankara Katliamı için de söyledi: “Ortadoğu’da bunlar hep oluyor” – Çevirenin Notu]) şeklinde bir yaklaşıma da peşinen hayır demek gerekir; olayı tam da olduğu gibi kabul etmeliyiz: Avrupa’nın mülteci düşmanı faşistleri ne ise bu İslamcı-faşistler de onların karşı ucudur, yani bu ikisi aynı madalyonun iki yüzüdür. Öyleyse bu kısır faşist döngüden çıkmanın tek yolu şudur: Sınıf savaşımı kavramını geri getireceğiz – inatla sömürülenlerin küresel dayanışması üzerinde duracağız.

16 Kasım 2015

Devam edecek

[IN THESE TIMES’taki İngilizcesinden Engin Kurtay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]